Anons.com.tr
İLETİŞİM
REKLAM
ARŞİV
GALERİ
  • MAGAZİN
  • eğitim
  • GÜNDEM
  • SPOR
  • EKONOMİ
  • SAĞLIK
  • SİYASET
  • KÜLTÜR-SANAT
  • YAŞAM
  • MAGAZİN
  • eğitim
  • GÜNDEM
  • SPOR
  • EKONOMİ
  • SAĞLIK
  • SİYASET
  • KÜLTÜR-SANAT
  • YAŞAM
  • EĞİTİM
  • DÜNYA
  • DİĞER
    • EMLAK
  • Firma Rehberi
  • Köşe Yazıları
  • Seri İlanlar
  • Kitap
  • Sinema
  • Müzik
  • Resmi İlanlar
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Firma Rehberi
  • Nöbetçi Eczaneler

Burdasınız:

  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Mustafa Erkaya Köşe Yazıları
  • İSLAM BARIŞTIR, SELAM İSE İNSANLARI YAKINLAŞTIRIR

MustafaErkaya Köşe yazısı

İSLAM BARIŞTIR, SELAM İSE İNSANLARI YAKINLAŞTIRIR

Bu haftaki yazımızda İslam ve Kelime anlamı Barış konusuna yer verirken, diğer taraftan İslam ülkelerinde yaşanan savaş, kan ve gözyaşının nedenlerine değinmeyi uygun gördüm.

Kökeni itibariyle Silm, Kökeni itibariyle Barış anlamı taşıyor. Bu bağlamda, İslam kelimesine bakıldığında barış anlamı taşıdığı görülmekte.

 Ana esasları itibariyle Barış anlamına gelen İslam bir Barış Dini diyoruz da o zaman neden İslam ülkelerinde son zamanlarda siyasi çalkantılar, can almalar, kısaca İslam’da olmayan tüm vahşetlerin yaşanmasının nedenleri nedir?

 En can alıcı bir konumla konuya değinelim. Cenabı Hakk’ın isimlerinden biri ‘Es-Selam’dır’. Yani selamlaşmadır. İslam selamlaşmaya büyük bir önem verir ve tanıdık, tanımadık ayrımı yapmadan herkesin birbirine selam vermesini ister. Hatta selam konusunu kurallara bile bağlamıştır. Yani kime selam verilip verilmeyeceği, hangi hallerde selam verilmeyeceği bile kurallaştırılmıştır.

 Selama İslam’ın verdiği önem toplum için çok önemli bir harekettir. Bizler günümüzde tanıdık görünce selam verirken, tanımadıklarımıza ise başımızı çevirip geçiyoruz. Selam vermeyi tanıdığa vermek olarak kurallaştırır hale geldik. Halbuki toplum içinde insanlar ne kadar birbirleri ile tanışırsa o kadar yakınlaşma olur ve Selam insanları yaklaştıran bir olgu olarak gerçekten yakınlaştırır.

İslam’da selamlaşma işte bu açıdan büyük önem taşımaktadır. Yine cennetin isimlerinden birisi de Darüsselam’dır. Mescidi Haram’ın kapılarından birinin Babüsselam olması bir tesadüf değildir yani. Bunlar da İslam’ın barışı temel esas olarak benimsemiş olduğunun apaçık işaretleridir.

Hz Muhammed(SAV)mü’min ve Müslim kişiliklerini şöyle tarif etmektedir. ‘’Sizden biriniz, kendisi için istediğini mü’min kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olamaz’’.  

Müslüman, insanların elinden, dilinden emin olduğu kişidir. Hz Peygamberin mümin ve Müslim’i bu şekilde tarif etmesi de, İslam’ın Barışa verdiği önem ortaya çıkar ve bu da İslam’ın barışı özümsemiş insanlardan oluştuğunu, Barışı hedeflediğini gösteriyor.

İslam’ın ana kaynağı olan Kur’anı Kerimde Barış; Silm ve Salah kökünden gelen kelimelerle ifade ediliyor. Bu bağlamda, ‘Silm’ ile ilgili kelimeler Kur’an’da 157 kez, ‘Salah’(Bir şeyin en iyi hâli. Sulh, iyilik-barış Rahatlık)ile ilgili de 180 kez geçiyor. Yani 337 kez ilgili kelimeler, İslam’ın Barışa verdiği önemi ortaya koyuyor.

Kur’anı kerimde bir ayette Rabbimiz, ‘’Ey iman edenler. Hep birden barışa girin’’diyor. Yani bu ayetle herkesin barış içinde olmaları istenmektedir. Yine bir ayet mealine göre Rabbimiz, ‘’Size apaçık deliller (Kur’an ve Sünnet) geldikten sonra, eğer barıştan saparsanız, şunu iyi bilin ki Allah azizdir, hakimdir”diyerek barışın önemini bildiriyor.

         Dargınların, küskünlerin barıştırılması konusu da İslam’ın temel esasları arasındadır. Buna işaret eden bir ayette Rabbimiz, ‘’İnsanların arasını düzeltmeniz, günahtan sakınmanız ve iyi olmanız için, Allah’a yaptığınız yeminleri engel kılmayın. Allah işitir ve bilir’’ demektedir. Bu ayete göre, insanların arasını bulup barıştırmak için, Allah’a yemin edilmiş olmasının bile göz ardı edilebileceğine işaret ediliyor.

İslam dininin Barış dini olduğu söylenirken, bu kapsamda Müslümanların birbirleriyle savaş etmemeleri gerektiği ortaya çıkıyor. Eğer buna muhalif olarak bir savaş hali çıkarsa bunun derhal durdurulup barış ortamına geçilmesi şarttır. Bu İslam’ın bir düsturudur.

Bu konuda bir ayette de şunlar dile getirilmektedir. ‘’Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet onlardan biri diğerine karşı saldırgan tutumunda ısrar ederse, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerlerse artık aralarını adaletle düzeltin ve adaletli davranın. Şüphesiz ki, Allah adil davrananları sever’’.

Müslümanlar arasındaki ortaya çıkan anlaşmazlıkların sona erdirilmesi konusunda tüm Müslümanlara Barışın sağlanması konusunda ilkesel bir emir verildiği, görülüyor.

Günümüz Müslümanları arasında yaşanan kavga ve anlaşmazlıkların ayyuka çıkması, Rabbimizin barışa verdiği önemi kavrayamadığımızı, değerlerimizden ne kadar uzaklaştığımızı gösteriyor. İslam ülkelerinde kan, gözyaşı, insanlık dışı haller yaşanırken diğer Müslüman ülkelerin bu durumlara seyirci kalmaları, dertleriyle dertlenmemeleri ne kadar İslam’dan uzak bir yaşayış içerisinde olduğumuzun açık bir göstergesidir.  

Lafa gelince mangalda kül bırakmıyoruz ama kardeşlerimiz arasında bir ihtilaf, kavga çıksa, ‘’aman bana ne’’ diyerek hemen sıvışıyoruz işin içinden.

Günümüzde yaşanan kan ve gözyaşı; insanların toplumdan uzak kalması, komşuluk ilişkilerini zayıflatmak, sosyal anlamda insanlar arasında olması gerekli bağları kopartmak, maddi çıkarları tüm manevi değerlerin önüne koymak ve selamı unutmak İslam dünyasında yaşanan kan ve gözyaşının en önemli sebebidir.

Tabi tüm bunların yanında İslam dışı faktörlerin İslam ülkeleri üzerine oynadıkları oyunlarda gözardı edilmemeli. Dünya üzerinde İslam ülkelerinin kalkınmaları, her türlü gelişimi sağlamaları ve kısaca dünya üzerinde söz sahibi olabilmeleri diğer Din Saiklerinin yüzyıllardır oynadıkları oyunlarla hep tökezlenmiş ve İslam ülkeleri hep kanlı olayların merkez üssü haline getirilmiştir ve halada getirilme çalışmaları devam etmektedir.

Tüm bunları gerçekleştiren dış güçler bu meyanda yaptıkları propagandalarla da İslam’ı vahşetle eşdeğer göstererek bir taşla iki kuş vurmanın çalışmasından hiç vazgeçmemişlerdir. Kara algıların oluşturularak İslam ülkeleri ne yazık ki akan kanın durmadığı, problemli ülkeler olarak gösteriliyor.

Büyük devletlerin bu gayreti ile İslam ülkeleri kan ve gözyaşına boğulurken Türkiye’miz üzerinde de yüzyıllardır süren haçlı saldırısı aralıksız olarak devam ediyor. Ve her İslam ülkesinde olduğu gibi ülkemiz üzerinde bu oyunlar yine iç uşakların gayretleri ile sağlanıyor. Son 2 yıldır ne yazık dindarları dindarlara karşı kışkırtarak ülkede kaos çıkarma oyunları ne yazık ki acımasızca sürüyor. Dün canciğer olan dindar kişiler şimdi bakıyoruz birbirlerine düşman haline geldi.

Toplum dengeleri bozulma tehlikesi ile karşı karşıya. Evlat babaya, kardeş kardeşe, kadın kocasına karşı hale getirildi. İki tarafa da sorulsa kendileri haklılar. Kimse demiyor ki, ‘’yahu bizler daha düne kadar canciğerdik. Ne oldu da birbirimize karşı olduk. Neden, niçinleri ortaya koyup, inandıklarımızı sorgulamaz isek emin olun bu kargaşa büyüyerek devam edecek ve dış güçler bu işten yine kazançlı çıkacaklar. Ülkemizin gelişmemesi için var gücüyle çalışan haçlı zihniyetine bilerek veya bilmeyerek uşaklık edenler de bu hareketin ne yazık önemli aktörleri olarak tarihe geçecekler.

Peygamber Efendimiz Diyor ki, ‘’bir Müslüman aynı delikten iki defa sokulmaz’’. Peki, ey sevgili kardeşlerimiz. İslam ülkeleri ve ülkemiz kaçıncı defadır sokuluyor hiç düşünüyormuyuz.

Anons.com.tr bir Anons Ajans kuruluşudur. Tüm hakları saklıdır. Haberler kaynak gösterilse dahi iktibas edilemez.

Anons Ajans Gazetecilik Matbaacılık Reklamcılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

Kategoriler

  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ

Copyright © 2022 - Tüm hakları saklıdır.