Anons.com.tr
İLETİŞİM
REKLAM
ARŞİV
GALERİ
  • MAGAZİN
  • eğitim
  • GÜNDEM
  • SPOR
  • EKONOMİ
  • SAĞLIK
  • SİYASET
  • KÜLTÜR-SANAT
  • YAŞAM
  • MAGAZİN
  • eğitim
  • GÜNDEM
  • SPOR
  • EKONOMİ
  • SAĞLIK
  • SİYASET
  • KÜLTÜR-SANAT
  • YAŞAM
  • EĞİTİM
  • DÜNYA
  • DİĞER
    • EMLAK
  • Firma Rehberi
  • Köşe Yazıları
  • Seri İlanlar
  • Kitap
  • Sinema
  • Müzik
  • Resmi İlanlar
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Firma Rehberi
  • Nöbetçi Eczaneler

Burdasınız:

  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Mustafa Erkaya Köşe Yazıları
  • İNSANLARIN ŞÜKÜRLE İMTİHANI

MustafaErkaya Köşe yazısı

İNSANLARIN ŞÜKÜRLE İMTİHANI

Bu haftaki yazımızda günümün önemli konularından biri olan ölçüsüzce borçlanıp ödeyememe ve şükürsüzlüğün imtihan kaybında ki büyük önemine değinmek istiyorum.

Dünya yaşantısının Yüce Rabbimizin bize bahşeylediği bir imtihan süreci olduğunu,  sonuçta ömrümüzün karşılığının ahiret aleminde ceza ve mükafat olarak değerlendirileceğini aklı olan her kul biliyor.

En basit misalle nasıl bir öğrenci girdiği imtihanda verdiği cevaplar ile pekiyi, iyi, orta, zayıf, çok zayıf olarak not alıyorsa, bize verilen ömrün karşılığını da bizler cennet ve cehennem hayatı ile göreceğiz. Tabi verdiğimiz imtihan karşılığı cennet veya cehennem çeşitlerinden birine gideceğiz.

Günümüzde insanlar öylesi bir yaşantı içerisine girdiler ki; cennet-cehennem de bile çeşitlilik olmasına rağmen, insanlar arasındaki yaşama çeşitliliğini ne hikmetse nefsinin sesine uyarak kabul etmiyor ve herkesin eşit olduğu üzerinde ayak diriyor. Zengin nasıl yaşıyorsa fakirde, ‘’bende insanım’’ diyerek, aynen zengin gibi yaşamak istiyor ve zorluyor kendini.

Halbuki dünya imtihanın amacı ne? İnsanların değerlendirilme, kişilerin sabır veya sabırsızlıklarının, şükür veya şükürsüzlüklerinin ölçümüdür. Yani bize yüklenen kulluk görevlerinin yapılıp yapılmadığı, zenginlik veya fakirlik şartlarına uygun yaşayıp yaşamadığı bu imtihanın önemli konularıdır.

Bizim bu yazımızda işleyeceğimiz konu da Şükür ile borca sadakat ile sadakatsizliktir. Yukarıda dile getirdiğimiz gibi, Borcumuza verdiğimiz önem kapsamında düzgün yaşamanın en önemli hali şükretmek ve ona göre davranmaktır. Şükreden insan bulunduğu hale razı olup şükreder ve ona göre yaşantısını tanzim eder. Harcamalarını ona göre yaparak ölçüyü kaçırmaz, ödeme sıkıntısına düşmez.

Günümüzde mevcut olan kredi kartı aracılığıyla insanlar harcamaya yönlenirken, peşin para ödemesi olmadığından da sanki bedava alıyormuşçasına bir tüketim çılgınlığının içinde buluyor kendini. Asgari ücretle çalışan birisi bile bu çılgınlığa katılıyor, en az dört beş misli fazla bir bütçesi varmışçasına borcunun en azını ödeyerek yaşamaya çalışıyor. İnsanın bulunduğu hale bakmadan, ihtiyaç diyerek zengin gibi yaşamaya kalkma yerine, kendinden daha fakir olanları düşünüp haline şükretmesi gerekir.

Böyle yapılırsa o zaman ödemede de bir sorun yaşanmaz. Sinir, stres gibi asrın hastalığı ile boğuşulmaz. Borç batağına düşenlerin halini yaşamaz. Halinden daha yükseği yaşamak için borç batağında cebelleşmek mi önemli, ya da borçsuz ve sıkıntısız ama fakir hayatı yaşamak mı önemli. İşte insanın kendi iradesine bağlı bir karardır bu.

Evet, insan olarak herkes iyi ve sıkıntısız bir hayat sürmek ister. Ama yaratılış çerçevesinde böylesi bir seçme yapmak elimizde değil. Yaşadığımız hayat içinde çokça şahit oluyoruz ki, öyle insanlar var ki, çok zeki, atılgan, girişimcilik ruhuna sahip olmasına rağmen yıllar geçse de o insanın bir adım bile ileri gidemediğini görürüz. Bazı insanlar vardır ki onlarda hiçbir gayret göstermeden(hırsızlık, dolandırıcılık, kısacası helal olmayan yollarla kazanma hariç) zengin olduklarına şahit oluruz. Misal verecek olursak; bir kişi zor zahmet bir tarla veya arsa alır. Zaman içinde o tarla veya arsa değerlenir ve o kişi o yer üzerinden tahmin edemeyeceği kadar zenginlik olabilir.

Ya da çok zengin olan ve yıkılması zor gibi görülen nice zenginlerin de bir anda tökezleyip fakir insanlar safına düştükleri çokça görülüyor. Yani Zenginlik de, fakirlikte pamuk ipine bağlı diyebiliriz. Çok çabuk kopabilir. Onun için bulunduğu hale şükretmek ve ne yerinmek, nede çok sevinmek gibi şeytanın bize pompaladığı gurur veya isyana düşülmemesi gerektir.

Onun için kredi kartı ile hayatını daha üst noktaya taşımaya azmetmiş olanların mutlaka bir nefis muhasebesi yapmaları, ileride kendisini tökezletecek harcamalar yaparak hayatlarını zindan etmeden mütevazi bir hayat sürmeyi seçmeleri büyük öneme sahip. Aile içinde geçimsizliklerin ana kaynağı şükretmeyi bilmemek ve olduğundan daha fazla bir konumu hedeflemektir. Harcamanın sınırı yoktur. Nefis istediği sürece bu arzuyu frenlemek çok zor bir durumdur. Bu mücadeleyi kazanmada en önemli etken şükürdür. Bulunduğu hale şükretmektir. ‘’Onda var bende niye yok’’ dersek eğer, imtihanı kaybetmeye başlamış oluyoruz.

Bu konuda daha ciddi olarak düşünülmesi adına Rabbimizin ve Yüce Resulümüzün buyrukları ve din büyüklerimizin uyarıcı sözleri eşliğinde durum muhasebemizi yapalım.

Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz sözü kapsamında Yüce Rabbimizin Kur’anı Keriminde bizlere şöyle diyor. ‘’Eğer şükrederseniz artırırım’’(İbrahim Suresi, 14/7 ayet. “Aza şükretmeyen çoğa da şükretmez” hadisini de Ahmet bin Hanbel bizlere iletiyor.  
 Yüce Rabbimiz yarattığı her bir canlıyı rızkı ile dünyaya gönderirken, rızıklar her kişi ve canlılar için imtihanları kapsamında değişik olarak belirleniyor.

Bu açıdan kanaat edebilmek imtihan için çok önemli bir durum. Yüce Rabbimizin belirlediği rızka, hangi ölçüde olursa olsun, razı olup şükretmektir Kanaat. Kur’anı Kerimde Yüce Rabbimiz; "Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir ‘’ diyor bizlere.(İbrahim Suresi,14/7). Kanaat etmeyen insan, yaşadığı hayatın şartlarına karşı doyumsuzdur ve daima ‘’daha’’ der. Yani şükretmeyi bilmez. Hep daha fazlasını ister ve bu nedenle de hiç bir zaman mutlu olamaz. Kanaat yoksunu olanları Peygamberimiz(SAV) şöyle tarif ediyor.

‘’İnsanoğlunun bir vadi dolu malı olsa, bir vadi dolusu daha ister. Onun gözünü topraktan başka bir şey doyurmaz. Fakat Allah, tövbe edenin tövbesini kabul eder" (Buhari, Rikâk,10).

         Hayatımızın huzur dolu olmasını istiyorsak, sinir, stres gibi hoş olmayan şeylere muhatap olmak istemiyorsak, en önemlisi de imtihanı kaybetmek istemiyorsak, öncelikle bulunduğumuz hale şükrederek bizden daha fakir olanlara bakıp yukarılara bakmayacak, yukarıya bakıp da; ‘’onda var, bende niye yok’’ diyerek de kendimizi stres ve sinir batağına sürüklemeyeceğiz.

         İrade ve akıl bize Rabbimizin en önemli hediyesi. Bu hediyeyi bir kenara itip nefsimizin pompaladığı hırs ile yaşantımızı karartmayalım. Şeytan nefsimizle insana kancayı takıyor ve istediği doğrultuda yöneterek imtihanı kazanmasını önlüyor. Şeytanın görevi aldatmak, insanın görevi ise aldanmamaktır. Yüce Peygamberimiz(SAV) bizlere, ‘’Bir Müslüman aynı delikten 2 defa sokulmaz’’diyor. Yani akıl ve irademizi kullanmamızı istiyor. Ya aklımız ve irademizi kullanıp şeytanı yeneceğiz, ya da şeytan bizi. Ama her halde kaybeden yine bizler olacağız.

Rabbim bizleri aldananlardan etmesin. Amin.

 

Anons.com.tr bir Anons Ajans kuruluşudur. Tüm hakları saklıdır. Haberler kaynak gösterilse dahi iktibas edilemez.

Anons Ajans Gazetecilik Matbaacılık Reklamcılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

Kategoriler

  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ
  • Tekirdağ

Copyright © 2022 - Tüm hakları saklıdır.